YARATILIŞIN AŞAMALARI VE İNSAN (www.kuranmucizeleri.com)
Kuran’da 40-Mümin Suresi 67. ayette ve 23-Müminun Suresi 14. ayette insanın yaratılışında geçirdiği aşamalar anlatılır.
İnsanın doğuma kadar geçirdiği aşamaları şöylece 6 maddede toplayabiliriz: 1- Toprak, 2- Damlacık (Sperm) 3- Asılıp tutunan (Rahim duvarına asılma safhası) 4- Bir çiğnemlik et, 5- Kemikler, 6- Et .
Bu kelimelerden 1- Toprak (turab) kelimesi 17 kez, 2- Damlacık (Nutfe) kelimesi 12 kez, 3- Asılıp tutunan (Alak) kelimesi 6kez, 4- Bir çiğnemlik et (mudğa) kelimesi 3 kez, 5- Kemikler (izame) kelimesi 15 kez, 6- Et (Lahm) kelimesi 12 kez geçmektedir. İnsanın doğuma kadar geçirdiği bu aşamalar 65 kez geçmektedir. “İnsan” kelimesi de aynen 65 kez tekrarlanır.
Ne dersiniz, bu bir tesadüf olabilir mi?
İnsanın yaratılış aşamalarından bahseden iki ayet şöyledir:
O’dur ki sizi (1) topraktan (turab), (2) sonra bir damlacıktan (nutfe), sonra (3) asılıp tutunandan (alak) yarattı, sonra sizi bir bebek olarak çıkarmakta... 40-Mümin Suresi 67
Sonra o (2) damlacığı (nutfe) (3) asılıp tutunana (alak) dönüştürdük, sonra o (3) asılıp tutunanı (alak) (4) bir çiğnemlik et (mudğa) haline getirdik, daha sonra o (4) çiğnemlik eti (mudğa) (5) kemik (ızame) olarak yarattık, sonra (5) kemiğe (ızame) (6) et (lahm) giydirdik ve sonra bir başka yaratılışla onu yeniden inşa ettik. En güzel yaratıcı olan Allah çok yücedir. 23- Müminun Suresi 14
Kelime / Kuran'da geçiş adedi
- Toprak / 17
- Bir Damla Su / 12
- Asılıp Tutunan / 6
- Bir Çiğnemlik Et / 3
- Kemikler / 15
- Et / 12
Toplam= 65
- İnsan / 65
Bu Yazımızın İngilizcesi İçin Bakınız: http://www.quranmiracles.com/mmwh/mmlhread.asp?id=45
Bu Yazımızın Almancası İçin Bakınız: http://mathe.alrahman.de/mwlk/mwlk50.html
MATEMATİĞİN KARŞI KONULAMAZ KESİNLİĞİ
Evren, Allah’ın eseridir ve bu eser matematiğin diliyle yazılmıştır, Allah’ın kitabı olan Kuran’da da aynı dilin kullanılmasına hiç şaşmamak lazımdır. Böylece Allah, matematiğin karşı konulmaz kesinliğiyle mucize oluşturmaktadır. Hz. Musa, büyücülüğün zirvede olduğu bir dönemde büyücüleri bile imana getirecek tarzda mucizeleri nasıl gösterdiyse, Kuran da bilimin ve özellikle bu bilimlerin dili olan matematiğin zirvede olduğu bir dönemde bilimsel, matematiksel mucizelerini ortaya koymaktadır. Böylece bilimsel ve matematiksel mantığın geliştiği bu dönemde, bu mucizelerin değeri daha iyi anlaşılacak, dine bilim ile karşı koymaya çalışanlar kendi silahlarıyla etkisiz hale getirileceklerdir. Gerçekten de Allah’ın planı müthiştir! Gerçekten de Allah’ın zamanlaması müthiştir! Gerçekten de Allah’ın Kitabında gösterdiği mucizeleri müthiştir!
Günümüzde her bilimsel uğraş matematiksel kesinlik duygusunu arar, bulamasa bile buna özenir. Dinde kesin bir delil arayanların, dinde de matematiksel bir delile özenmelerine hiç şaşmamak gerekir. Carl Sagan, Kuran’ın ayetlerindeki anlatımlardan haberdar olmayan ünlü bir astronom yazardır. Onun “Contact (İlişki)” romanında birazdan göreceğimiz hayali anlatımları, Allah’tan matematiksel bir delil beklenmesine, insanların matematikte buldukları kesinlik duygusunu, dine aktarmaya çalışmalarına ilginç bir örnektir:
“Hayır, anlamıyor musunuz? Bu başka türlü olmalı. Bu sadece Evren’i fizik ve kimyayı belirleyen ince matematik yasalarla kurup işletmek değildir. İletilen bir haberdir bu. Bu Evren’i kim yaratmışsa, aşkın sayılara haberlerini gizlemiş ki; akıllı hayatın geliştiği 15 milyar yıl sonra bunlar okunabilsin. İlk rastlaşmamızda, bunu anlamadığınız için, sizi ve Rankin’i eleştirdim. “Eğer Allah bizi varlığından haberdar etmek isteseydi, neden açık ve kesin bir haber iletmedi?” diye sormuştum. Anımsadınız mı?”
- “Çok iyi anımsıyorum. Allah’ın matematikçi olduğunu düşünüyorsunuz.”
- “Bunun gibi bir şey. Eğer bize söylenen doğruysa bu, bulanık suda balık avlamak değilse. Eğer Pi’nin içinde gizli bir ileti varsa ve diğer doğaüstü sayıların sonsuzluğundan biri değilse. Eğer, eğer, eğer...
- Aritmetiğin içinde esin arıyorsunuz. Ben daha iyi bir yol biliyorum.”
- “Polmer, bu tek yoldur. Bir kuşkucuyu inandırabilecek tek şeydir. Bir şey bulduğumuzu hayal edin. Aşırı karmaşık olmak zorunda değil. Pi’nin içine rastlantı olarak yığılmış sayılardan daha düzenli bir şey. Bize gereken yalnız bu. Sonra da Dünya’nın her tarafından matematikçiler, kesinlikle aynı modeli, aynı iletiyi, ya da içine ne konulmuşsa yanılgısız bulacaklardır. O zaman, burada mezhebi bölünmeler olmaz. Herkes aynı Kutsal Metni okumaya başlar. Kimse dinin, büyücünün göz boyaması olduğunu, ya da geçmişteki tarihçilerin kayıtlı olanı saptırdıklarını; isterinin, hayallenmenin, ya da gelişme çağında anne babanın yerine onu koyduğumuzun tartışmasını yapmaz. Herkes inançlı olabilir.” (Carl Sagan, Contact Kitabı, Simon and Schuster, 1985 yılında yayınlandı, sayfa 418-419, New York)
Bu metin, Kuran’ın matematiksel mucizelerinden haberi olmayan ünlü astronom ve yazar Dr. Carl Sagan’ın romanından alıntıdır. Bu eserde felsefecilerin bir hayali ifadesini bulmaktadır: Allah’ın matematiksel kanıtı. Kuşkuya yer bırakmayan, evrensel dili olan matematik, bilim adamlarını, felsefecileri cezbetmektedir. Okuduğumuz alıntı; bu cezbenin, bu kesinlik arayışının ifadesidir. Zamanımızın değerlerini ve şartlarını, insan ruhunun arzularını bilen Allah, insanlığın bu kesinlik arayışına matematiğin zirvede olduğu, tarihin içinde olduğumuz bu aşamasında cevap vermiştir. Hem de metinde geçtiği gibi: “Karmaşık değil”, üstelik “Taklidi imkansız.”
Fakat Carl Sagan’ın metnine bazı noktaların ilave edilmesi lazımdır: Böyle bir mucize gösterilse de herkesin buna inanacağını beklemek yanlıştır. İnkarcılığın inatçı, açık arayan, apaçık olanı anlamaktan kaçınan psikolojisi, en açık delilleri bile kabullenmeyi engellemektedir. Gerçekten de matematiksel bir mucize, içinde bulunduğumuz çağ açısından tam ve mükemmel bir mucize şeklidir. Fakat herkesin bunu kabul etmesini beklemek inkârcı psikolojisini görmezden gelen bir hayaldir.
TEK BİR SURENİN BİLE TAKLİT EDİLEMEZLİĞİ
23- Eğer kulumuza indirdiğimizden şüphe içindeyseniz, haydi bunun benzeri bir sure getirin. Allah dışındaki tanıklarınızı da çağırın. Eğer doğru sözlü iseniz!
24- Eğer yapamazsanız -ki asla yapamayacaksınız- bu durumda inkârcılar için hazırlanmış, yakıtı insanlar ile taşlar olan ateşten sakının.
2- Bakara Suresi 23-24
Kuran’ın matematiksel mucizeleri ile ilgili bölümleri okudukça, Kuran’ın tek bir suresinin bile taklit edilemeyeceğini daha iyi anlayacaksınız. Kuran’ın her suresinin hem kendisi, hem içinde geçen birçok kelimesi (Günümüze dek gerçekleşen keşiflerle birçok diyoruz, Kuran’ın matematiksel mucizesi iyice geliştirilince, her kelimesinin matematiksel uyumun bir parçası olduğunun anlaşılacağı kanaatindeyiz.) matematiksel olarak kilitlidir. Eğer Kuran’ın tek bir suresini bile atsanız, 19 sistemine göre 19x6= 114 olan Kuran’ın sure sayısı, bu surenin atılmasıyla bozulur. Bu surede, “bir gün (yevm)” kelimesinin iki kez geçtiğini varsayalım. Kuran’da 365 kez geçen “bir gün (yevm)” kelimesi böylece 363’e ineceği için bu matematiksel mucize de bozulur. Ayrıca bu surede 3 kez “Dünya”, 1 kez “Ahiret” kelimelerinin geçtiğini varsayalım. Bu kelimelerin her ikisi de birbiriyle uyumlu bir şekilde 115’er kez geçmektedir.
Bu sure çıkarılsa, “Dünya” kelimesinin tekrarı 112’ye, “Ahiret” kelimesinin tekrarı 114’e düşer ve uyum bozulur... Herhangi bir surenin ortadan kaldırılma olasılığında böyle birçok örnek ortaya çıkacaktır. Herhangi bir surenin Kuran’dan çıkarılması, Kuran’ın tüm matematiksel sistemini bozacaktır. Böylece her sure ait olduğu bütünün değişmez, mutlak bir parçasıdır. Bir sure tüm Kuran demektir. Kuran’ın matematiksel mucizesinin bütünü, o bir sureyi de gerekli kılmaktadır. İşte Kuran’ın matematiksel mucizelerini inceleyeceğimiz bundan sonraki çalışmalarda göreceklerimiz, neden Kuran’ın bir tek suresinin bile taklit edilemez olduğunu ortaya koymaktadır. Kuran’ın iddialı üslubunun nasıl yerinde olduğu anlaşılmaktadır. Hiç şüphesiz Kuran’daki surelerin mükemmelliği ve matematiksel mucizelerin hacmi bizim ortaya koyduğumuzdan çok daha fazladır. Fakat sırf bu kitapta ortaya koyacaklarımız bile, bir surenin bile neden taklit edilemeyeceğini ortaya koymaya yetmektedir.
Evren, Allah’ın eseridir ve bu eser matematiğin diliyle yazılmıştır, Allah’ın kitabı olan Kuran’da da aynı dilin kullanılmasına hiç şaşmamak lazımdır. Böylece Allah, matematiğin karşı konulmaz kesinliğiyle mucize oluşturmaktadır. Hz. Musa, büyücülüğün zirvede olduğu bir dönemde büyücüleri bile imana getirecek tarzda mucizeleri nasıl gösterdiyse, Kuran da bilimin ve özellikle bu bilimlerin dili olan matematiğin zirvede olduğu bir dönemde bilimsel, matematiksel mucizelerini ortaya koymaktadır. Böylece bilimsel ve matematiksel mantığın geliştiği bu dönemde, bu mucizelerin değeri daha iyi anlaşılacak, dine bilim ile karşı koymaya çalışanlar kendi silahlarıyla etkisiz hale getirileceklerdir. Gerçekten de Allah’ın planı müthiştir! Gerçekten de Allah’ın zamanlaması müthiştir! Gerçekten de Allah’ın Kitabında gösterdiği mucizeleri müthiştir!
Günümüzde her bilimsel uğraş matematiksel kesinlik duygusunu arar, bulamasa bile buna özenir. Dinde kesin bir delil arayanların, dinde de matematiksel bir delile özenmelerine hiç şaşmamak gerekir. Carl Sagan, Kuran’ın ayetlerindeki anlatımlardan haberdar olmayan ünlü bir astronom yazardır. Onun “Contact (İlişki)” romanında birazdan göreceğimiz hayali anlatımları, Allah’tan matematiksel bir delil beklenmesine, insanların matematikte buldukları kesinlik duygusunu, dine aktarmaya çalışmalarına ilginç bir örnektir:
“Hayır, anlamıyor musunuz? Bu başka türlü olmalı. Bu sadece Evren’i fizik ve kimyayı belirleyen ince matematik yasalarla kurup işletmek değildir. İletilen bir haberdir bu. Bu Evren’i kim yaratmışsa, aşkın sayılara haberlerini gizlemiş ki; akıllı hayatın geliştiği 15 milyar yıl sonra bunlar okunabilsin. İlk rastlaşmamızda, bunu anlamadığınız için, sizi ve Rankin’i eleştirdim. “Eğer Allah bizi varlığından haberdar etmek isteseydi, neden açık ve kesin bir haber iletmedi?” diye sormuştum. Anımsadınız mı?”
- “Çok iyi anımsıyorum. Allah’ın matematikçi olduğunu düşünüyorsunuz.”
- “Bunun gibi bir şey. Eğer bize söylenen doğruysa bu, bulanık suda balık avlamak değilse. Eğer Pi’nin içinde gizli bir ileti varsa ve diğer doğaüstü sayıların sonsuzluğundan biri değilse. Eğer, eğer, eğer...
- Aritmetiğin içinde esin arıyorsunuz. Ben daha iyi bir yol biliyorum.”
- “Polmer, bu tek yoldur. Bir kuşkucuyu inandırabilecek tek şeydir. Bir şey bulduğumuzu hayal edin. Aşırı karmaşık olmak zorunda değil. Pi’nin içine rastlantı olarak yığılmış sayılardan daha düzenli bir şey. Bize gereken yalnız bu. Sonra da Dünya’nın her tarafından matematikçiler, kesinlikle aynı modeli, aynı iletiyi, ya da içine ne konulmuşsa yanılgısız bulacaklardır. O zaman, burada mezhebi bölünmeler olmaz. Herkes aynı Kutsal Metni okumaya başlar. Kimse dinin, büyücünün göz boyaması olduğunu, ya da geçmişteki tarihçilerin kayıtlı olanı saptırdıklarını; isterinin, hayallenmenin, ya da gelişme çağında anne babanın yerine onu koyduğumuzun tartışmasını yapmaz. Herkes inançlı olabilir.” (Carl Sagan, Contact Kitabı, Simon and Schuster, 1985 yılında yayınlandı, sayfa 418-419, New York)
Bu metin, Kuran’ın matematiksel mucizelerinden haberi olmayan ünlü astronom ve yazar Dr. Carl Sagan’ın romanından alıntıdır. Bu eserde felsefecilerin bir hayali ifadesini bulmaktadır: Allah’ın matematiksel kanıtı. Kuşkuya yer bırakmayan, evrensel dili olan matematik, bilim adamlarını, felsefecileri cezbetmektedir. Okuduğumuz alıntı; bu cezbenin, bu kesinlik arayışının ifadesidir. Zamanımızın değerlerini ve şartlarını, insan ruhunun arzularını bilen Allah, insanlığın bu kesinlik arayışına matematiğin zirvede olduğu, tarihin içinde olduğumuz bu aşamasında cevap vermiştir. Hem de metinde geçtiği gibi: “Karmaşık değil”, üstelik “Taklidi imkansız.”
Fakat Carl Sagan’ın metnine bazı noktaların ilave edilmesi lazımdır: Böyle bir mucize gösterilse de herkesin buna inanacağını beklemek yanlıştır. İnkarcılığın inatçı, açık arayan, apaçık olanı anlamaktan kaçınan psikolojisi, en açık delilleri bile kabullenmeyi engellemektedir. Gerçekten de matematiksel bir mucize, içinde bulunduğumuz çağ açısından tam ve mükemmel bir mucize şeklidir. Fakat herkesin bunu kabul etmesini beklemek inkârcı psikolojisini görmezden gelen bir hayaldir.
TEK BİR SURENİN BİLE TAKLİT EDİLEMEZLİĞİ
23- Eğer kulumuza indirdiğimizden şüphe içindeyseniz, haydi bunun benzeri bir sure getirin. Allah dışındaki tanıklarınızı da çağırın. Eğer doğru sözlü iseniz!
24- Eğer yapamazsanız -ki asla yapamayacaksınız- bu durumda inkârcılar için hazırlanmış, yakıtı insanlar ile taşlar olan ateşten sakının.
2- Bakara Suresi 23-24
Kuran’ın matematiksel mucizeleri ile ilgili bölümleri okudukça, Kuran’ın tek bir suresinin bile taklit edilemeyeceğini daha iyi anlayacaksınız. Kuran’ın her suresinin hem kendisi, hem içinde geçen birçok kelimesi (Günümüze dek gerçekleşen keşiflerle birçok diyoruz, Kuran’ın matematiksel mucizesi iyice geliştirilince, her kelimesinin matematiksel uyumun bir parçası olduğunun anlaşılacağı kanaatindeyiz.) matematiksel olarak kilitlidir. Eğer Kuran’ın tek bir suresini bile atsanız, 19 sistemine göre 19x6= 114 olan Kuran’ın sure sayısı, bu surenin atılmasıyla bozulur. Bu surede, “bir gün (yevm)” kelimesinin iki kez geçtiğini varsayalım. Kuran’da 365 kez geçen “bir gün (yevm)” kelimesi böylece 363’e ineceği için bu matematiksel mucize de bozulur. Ayrıca bu surede 3 kez “Dünya”, 1 kez “Ahiret” kelimelerinin geçtiğini varsayalım. Bu kelimelerin her ikisi de birbiriyle uyumlu bir şekilde 115’er kez geçmektedir.
Bu sure çıkarılsa, “Dünya” kelimesinin tekrarı 112’ye, “Ahiret” kelimesinin tekrarı 114’e düşer ve uyum bozulur... Herhangi bir surenin ortadan kaldırılma olasılığında böyle birçok örnek ortaya çıkacaktır. Herhangi bir surenin Kuran’dan çıkarılması, Kuran’ın tüm matematiksel sistemini bozacaktır. Böylece her sure ait olduğu bütünün değişmez, mutlak bir parçasıdır. Bir sure tüm Kuran demektir. Kuran’ın matematiksel mucizesinin bütünü, o bir sureyi de gerekli kılmaktadır. İşte Kuran’ın matematiksel mucizelerini inceleyeceğimiz bundan sonraki çalışmalarda göreceklerimiz, neden Kuran’ın bir tek suresinin bile taklit edilemez olduğunu ortaya koymaktadır. Kuran’ın iddialı üslubunun nasıl yerinde olduğu anlaşılmaktadır. Hiç şüphesiz Kuran’daki surelerin mükemmelliği ve matematiksel mucizelerin hacmi bizim ortaya koyduğumuzdan çok daha fazladır. Fakat sırf bu kitapta ortaya koyacaklarımız bile, bir surenin bile neden taklit edilemeyeceğini ortaya koymaya yetmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder